Evvel zaman iken, develer tellal iken, saksağan berber iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ormanının içinde eski, küçük bir evde kocası ile yaşayan bir kadın varmış. Hiç çocukları olmamış ve kadının bir işi yokmuş. Her zaman o da eşi gibi çalışmak, kendi emeğiyle para kazanmak, bu küçük ailelerinin geçiminde katkı sağlamak istemiş. Her pazartesi köye bir iş aramak için gittiğinde, onu her zaman kabiliyetsiz ve beceriksiz bulmuşlar. Kadın, artık kimseden asla kabul görmeyeceğini ve işe yaramaz olduğunu düşünmeye başlamış. Kendini asla çıkamayacağı bir çukurun içinde tıkalı kalmış olarak görmeye başlamış. Bir sonraki pazartesi günü, kocası odun kesmeye gittiğinde kadın, köye gitmek yerine dereden su taşımak için yola çıkmış. Ormanda yürürken, içlerinden ikisi bir çukura düşmüş bir kurbağa sürüsü görmüş. Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplanmışlar. Çukur bir hayli derinmiş ve arkadaşlarının zıplayıp dışarı çıkması mümkün gözükmüyormuş. Yukarıdaki kurbağalar, boşuna çabalamamalarını söylemişler arkadaşlarına: “Çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız.” Ancak, çukura düşen kurbağalar onların söylediklerine aldırmayıp çukurdan çıkmak için mücadeleye devam etmişler. Yukarıdakiler ise hâlâ boşuna çırpınıp durmamalarını, ölümün onlar için kurtuluş olacağını söylemişler. Bu sırada kadın acaba oradan kurtulmak için kurbağaların nasıl bir çözüm bulacağını izliyormuş. Sonunda kurbağalardan birisi söylenenlerden etkilenmiş ve mücadeleyi bırakmış. Diğeri ise çabalamaya devam etmiş. Yukarıdakiler de çırpınıp durarak daha çok acı çektiğini söylemeyi sürdürmüşler. Ne var ki çukurdaki kurbağa son bir hamle daha yapmış, bu kez daha yükseğe sıçramayı başarmış ve çukurdan çıkmış. Çünkü, bu kurbağa sağırmış. O yüzden, arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerine kulak asmamış. Çıktığı gibi sürüsüne kavuşan kurbağalar dereye doğru yola koyulmuşlar. Buna gören kadın çok etkilenmiş. Yoluna devam ederken hala kurbağanın zıplayışını düşünüyormuş. Bir anda ormanda önüne bir tilki çıkmış. Ondan tırsıp biraz korkmuş ama tilki kendi avının peşindeymiş. Hayatı için zıplayarak kaçan tavşan dereye vardığında ne yapacağını bilememiş, orda kalakalmış. Tilki, onun üstüne doğru hızlı hızlı koşarken tavşan son anda bir hamle yaparak büyük bir sıçrayış yapmış. Tilki onu yakalama adrenali ile çoktan derenin diğer ucuna varmış bile. Tavşan soluk soluğa kurtuluşunu düşünürken kadın yanına gelip: “Senden çok daha güçlü birinden nasıl kurtuldun?” demiş. “Benim kurnaz tilkininki kadar büyük bir gövdem olmasa da zekamı kullandım. Küçük gözükebilirim ama benim yaptıklarımı da o boyda biri yapamaz.” demiş. Bunun üstüne kadın, eve gittiğinde yarın için kıyafetlerini hazırlamaya başlamış. Köye giden otobüsü kaçırmak istememiş.
9-D SINIFI T. D. GÜRDİL