Bir insanın benlik arayışı; kendi karakterini, yaşadığı fiziksel hayatı, günlük uğraşlarını ve edindiği amaçları sorgulaması ve revize etmesi olayına denir. Yapılan bu uğraş, insanın en doğal, kişiliğine özgü ve kendisince en mükemmel haline ulaşması içindir. Yapılan her bir arayış Siddhartha’daki gibi olmasa da her insanın kendine özgü bir karakteri olduğu gibi kendine özgü de bir arayışı olur. Yani bir insan hayatı ölçeğinde kişilik veya uğraşlar üzerine alınan basit bir karar, bir değişim bile bir arayış olur.
Bu değişimlerin basit olması, benlik arayışı gibi yüce bir konunun önemini azaltmamaktadır. Genelde yenilen bir yemeğin o gün yenilmemesi veya bir günlüğüne işe gitmenin istenmemesi bile kişiliğin yapı taşlarını oluşturan kararlardır. Bu tür kararları ilk defa vermek, bunun gibi diğerlerinin önünü açar ve kişilik değişmeye başlar. Bu tür kararların tekrarlanmasıyla insanlar istemsiz bir şekilde gelecekteki benliğini oluşturmanın temellerini atar. Siddhartha’da bunun örnekleri de bulunur. Her ne kadar Siddhartha’nın aldığı çoğu karar tanrısal benliğe ulaşmak için olsa da gündelik insan hayatına uyarlanması pek zor da değildir. Örneğin Siddhartha’nın rastgele bir şekilde nehirden kayıkçıyla geçmesi, onun sonradan benliğini bulmasını sağlayan en önemli faktör olacaktır. Bunun harici şehir merkezinde tanımadığı güzel bir kadının yanına gitmesi veya kumar oynamaya karar vermesi gibi küçük ama azımsanmayacak sonuçları olan kararları da vardır.
İstenmeden yapılan benlik arayışı harici gibi isteyerek ve amaçlar doğrultusunda yapılan bir uğraş da vardır. Günlük hayattan örnek verecek olursak; tembellikten çıkarılan bir ders sonucu çalışmaya başlanılması veya huzurlu bir hayat için zararlı bir alışkanlığın bırakılması gibi örnekler verilebilir. İnsan, bu amaçlar ve hayaller doğrultusunda kararlarını alır ve beklemeye başlar. Bu bekleyiş de Siddhartha kitabında vardır. Siddhartha’nın Samanalara -çilecilere- katılıp çeşitli yöntemler ile benliğini bulmayı denemesi veya kayıkçı kulübesinde Vasudeva ile olan uzun süreli sessizlikleri bu bekleyişlerin bir parçasıdır. Bu örneklerin her birinde Siddhartha, amacını gerçekleştirmek için böyle bir bekleyiş içerisinde olmuştur.
Hayatı boyunca Siddhartha; inişli çıkışlı ve karmaşık olan bu yolunda bazen nihai amacından sapmış, bazen de bu doğrultuda yaşamıştır. Önceden örneklendirildiği gibi insan hayatı da pek farklı değildir. Kendi yaşamımdan örnek verecek olursam tabiİ ki Siddhartha gibi yaşlılığına kadar bir amacı unutmamış ve hissetmiş birine benzer olmaz. Ancak farkında olmadan aldığım kararlarda kişilik yapı taşlarımı oluşturmamı ve daha insansı amaçlarımı örnek olarak verebilirim. Uzun bir karantina sürecinden sonra okul hayatına asılmayı karar vermem, yurtdışında okumayı hayal etmem bile benim bir arayışım olarak sayılabilir. Bunlar ileriki hayatımda alacağım yeni kararlara evrilebilir, belki de oluşturmak istediğim benliğin basamaklarıdır. En önemli ortak payda da bunu tüm insanlık veya Siddhartha gibi kendi kendime öğrenerek yapmak zorunda oluşumdur.
Özetlemek gerekirse, Siddhartha kitabından çıkarılan pay her zaman bir tanrısal benlik arayışı olmak zorunda değildir. Kitabın vermek istediği çoğu mesaj, en sade insan hayatında bile uygulanabilirliği olan şeylerdir. Bu en sade insan bile isteyerek veya istemeden bir benlik arayışında olabilir. Bu tür şeyler için hayatı akışında yaşayarak öğrenmek gerekir. Kitapta anlatıldığı üzere de Buddha gibi bir bilge bile kimsenin yaşayacağı hayatı veya olacağı kişiyi söyleyemez. Bu arayışa insanın aldığı kararlar sonucu edindiği deneyimlerle cevap verilebilir.
S. Ö. CANBEYLİ 10 D