EMPATİ KURABİLENLER VE KURAMAYANLAR

Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Empati kurabilmek günlük hayattaki arkadaşlık, aile ve benzeri ilişkiler için çok önemli bir yere sahiptir. Empati kurabilen kişilerle ilişkilerimiz daha iyi olur, bu kişilerin yanında kendimizi daha mutlu ve rahat hissederiz. Tam tersine empati kuramayan insanlarla ilişkilerimiz daha zayıf olur. 

Okuduğumuz birçok kitapta da empati kurabilen ve kuramayan insanları gözlemleyebiliriz. Mesela “Kürk Mantolu Madonna” kitabında, Maria ve Raif Efendi empati kurabilme kabiliyeti olan karakterlerdir. Maria; özgür ruhlu ve dışa dönük bir insandır. Raif Efendi ise tam tersine içe kapanık, sessiz, sakin birisidir. Maria ve Raif Efendi bu farklılıklarına rağmen çok iyi anlaşmışlardır, bunun sebeplerinden biri de Maria ve Raif Efendi’nin empati kurabilmeleridir. İkisi birbirlerinden çok farklıdırlar fakat birbirlerini anlamaya çalışmışlardır. Böylece hem Raif Efendi Maria’dan hem de Maria Raif Efendi’den yeni şeyler öğrenmiştir. Örneğin; Maria’nın, Raif Efendi sayesinde erkekler ve aşka olan inancı hakkındaki düşünceleri değişmiştir. Raif Efendi ise, Maria sayesinde hayatı dolu dolu yaşamanın önemini fark etmiştir. Raif Efendi’nin babasına gelecek olursak; onun, oğlu Raif Efendi’ye karşı empati kurmadığını söyleyebiliriz. Bunu, Raif Efendi küçükken resim çizdiği için ve kitap okuduğu için onunla alay etmesinden ve onu ciddiye almamasından anlayabiliriz. Herkesin kendisine özgü hobileri olduğunu anlamaya çalışmak ve oğluyla empati kurarak ona saygı duymak yerine onu bunun için aşağılaması, aslında, kendisinin ne kadar empatiden yoksun olduğunu göstermektedir. Yine babasının, Raif Efendi’yi zorla sabun üretimi eğitimi alması için Almanya’ya göndermesi de oğlunun isteklerini göz ardı edip empati kuramamasına bir başka örnek olarak verilebilir. 

      “Fikrimin İnce Gülü” kitabında ise anti karakter olan Bayram’ın da empati kuramadığını gözlemleyebiliriz. Hatta, tam tersine, onun başkalarının hislerini hiç önemsemediğini de söyleyebiliriz. Bunun için verilebilecek en iyi örnek, Bayram’ın “arkadaşı” İbrahim’i sabote ederek onun yerine kendisinin Almanya’ya gitmesidir. Bence bir insan bunu “arkadaşı” dediği kişiye yapıyorsa burada büyük bir sorun vardır. Bayram, İbrahim’in hayal ettiği yaşamı çalmış oldu. O, yaptığı bu davranışın; İbrahim’i ne kadar üzeceğini, ne kadar hayal kırıklığına uğratacağını, belki de onda derin bir iz bırakacağını veya onun insanlara karşı bir güven problemi yaşayabileceğini hiç düşünmemiştir. 

  Özetlemek gerekirse; genellikle okuduğumuz kitaplarda, Raif Efendi’nin babası ve Bayram gibi sevilmeyen karakterlerin empati kuramadıkları için çevrelerindeki diğer kişilerle samimi ilişkileri olmadığını görüyoruz. Böyle karakterler ne kitaptaki diğer karakterler tarafından sevilir ne de okuyucular tarafından. Tam tersine, Raif Efendi ve Maria gibi sevilen karakterler de empati kurabilen karakterlerdir.

 

                                                                                       9-C Sınıfı İ. BİÇER