Kategoriler

KUŞ GÖÇÜ VE KUŞ GÖZLEMİ /OBSERVATION DES OISEAUX ET DES MIGRATIONS

 

                                                         KUŞ GÖÇÜ VE KUŞ GÖZLEMİ

 

Sosyolog ve Kuş Gözlemcisi (İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu üyesi) Sinem Çelik, Kuş Göçünü ve Kuş Gözlemini Çevre/Permakültür kulübü öğrencilerimize anlatı, öğrencilerin yapmış oldukları gözlemleri dinledi sorularını yanıtladı.

Sinem hanım öncelikle bizlere, Kuşların yer aldığı hayvan grubunu tanıttı; Kuşlar, Aves sınıfını oluşturan sıcak kanlı omurgalı hayvan grubunu oluşturur. Dünyada yaygın olarak yaşayan kuşların boyutları Arı Sinek kuşun 5 cm ile Deve kuşunda 2,75 m arasında değişmektedir. Kuşlar tüylü teropod dinozorlardır ve yaşayan tek dinazor grubunu oluşturur.

Daha sonra göçmen kuşlarını tanıttı. Göçmen kuşlar; farklı mevsimleri farklı coğrafyalarda geçiren kuş türlerinden oluşan bir gruptur. Her yıl dünyada 30 milyar kuşun göç ettiği tahmin edilmektedir. Bunlardan yaklaşık 5 milyarı Avrupa ile Afrika arasında göç eder.

Türkiye bulunduğu coğrafi konum dolayısıyla her yıl Kuzey ve Güney Yarım Küre arasında göç eden binlerce kuşun uğrak alanı haline gelmektedir. Uzun mesafeler kat eden kuşlar, ilkbaharda Avrupa’daki alanlarına giderken ve sonbaharda Avrupa’dan Afrika’ya doğru dönerken ülkemizdeki sulak alanlarda, ormanlık ve korularda, deniz kıyılarında konaklar, dinlenir, beslenir ve bazen yuva yaparak yavrularını da büyütür ve sonra yoluna devam ederler. Buna örnek olarak son yıllarda basında da yer alan Yaren Leyleğin canlı bağlantı ile izletti. Yaren Leylek 10 yıldır her göç mevsimini Türkiye’de geçirir ve aynı balıkçı ile denize açılarak ,balıkçının verdiği balıklarla beslenir. Belgesele konu olan Leyleği öğrencilerimiz sevgiyle izledi.

Yaşadığımız şehir olan İstanbul ve etrafındaki ormanlık alanlar göçmen kuşlar için hayati önem taşımaktadır. Bu alanların korunması ve temiz tutulması, bu bölgelerde bulunan kedi ve köpeklerin aşırı çoğalmasını denetlenmesi kuşların güvende olmasını sağlayacaktır.

Son yıllarda Küresel Isınma nedeniyle sulak alanların azalması ve orman alanlarında yapılaşmaların artması kuş göçlerini olumsuz yönde etkilemektedir. 

Peki Kuş Gözlemciliği nedir?

Kuş gözlemciliği, başlangıçta estetik kaygılarla başlayan sonrasında Avrupa’da ‘’Ornitoloji’’ (Kuş Bilimi) bölümlerinin faaliyetleri ile profesyonel olarak ilerleyen bir uğraş olmuştur.

Kuş gözlemi; kuşların doğada çıplak göz, dürbün, teleskop vb. araçlarla gözlemlenmesi, tespit edilmesi ve sayımını temel alan bir uğraştır. Kuş gözlemi, türü tehlike altında olan çeşitli kuş türlerinin korunmasına katkı sağladığı gibi iklim değişikliğinin izlenmesi gibi faaliyetlere de katkıda bulunur.

Türkiye’de İKGT (İstanbul Kuş Gözlem Topluluğu, Trakuş, Doğa Derneği gibi 30 ‘a yakın sivil toplum kuruluşu kuş gözlem faaliyetinde bulunmaktadır. Son yıllarda Vatandaş Bilimi anlamında bu alana katkılar sağlar.

Öğrencilerimiz kendilerinin de bu alana katkı sağlamak için şehirlerde nasıl gözlem yapabileceklerini çeşitli sorular sorarak öğrendiler. Sinem hanım, onlara kuşları tanıtan çeşitli kitaplar önerdi ve balkonlarından, yakınlarındaki park ve bahçelerde, koruluklarda ,çıplak gözle veya dürbünle, fotoğraflarını çekerek gözlem yapabileceklerini anlattı. Kuşları baş, gövde ve kanatlarından, tüy ve desenlerinden, siluetten, uçuş şeklinden ve ötüşlerinde ayırt edebileceklerini söyledi. Ancak bununla beraber gözlemcilerin uyması gereken etik kuralları da hatırlattı.

Bunlar;

  • Kuş gözlemcilerinin, kuşların özel yaşamlarına saygı göstermesi
  • Kuşları strese sokacak, doğal dengeyi bozacak her türlü davranıştan uzak durmalı
  • Üreme kolonilerinden, toplu geceleme alanları gibi hassa yerlerden uzak durulmalı
  • Nadir bulunan ve nesli tükenmek üzere olan kuşların üreme alanlarını bulduğunda herkese  duyurulmamalı, raporlamayı yapıp koruma önlemleri almalı
  • Doğal yaşam döngüsüne zarar vermemek için olabildiğince yol ve patikadan ayrılmamalı

bu kuralları çiğnemenin doğurduğu koşulları örnekleyerek anlattı; gece dinlenmekte olan leylek topluluğunu görmek için gelen insanlar kalabalıklaştıkça, leyleklerin tedirgin ve stres olup uyuyamadıklarını yakın zamanda gözlemlemiş.

Öğrencilerimiz, bu etkinlik ile, göçmen kuşları, kuşların göç dönemlerini, ülkemizin bu alandaki uluslararası konumunu öğrenmiş ve gözlem yapmanın kuşları tanımak, bazı türlerini korumak ve sayıları belirlemek açısından taşıdığı önemini fark etmişlerdir

Yeşili, suyu, toprağı dolayısıyla doğayı korumanın sadece biz insanlar için değil, BÜTÜN CANLILAR için ne kadar hayati önem taşıdığını görmelerini sağlamıştır.

 

 

                                          OBSERVATION DES OISEAUX ET DES MIGRATIONS                                        

 

Sinem Çelik, sociologue et passionnée d’oiseaux (membre de la Société d’observation des oiseaux), est intervenue auprès des élèves du club Environnement pour parler de l’observation des oiseaux migrateurs. Ils ont pu partager leurs expériences et lui poser des questions.  

Mme Sinem a tout d’abord replacé les oiseaux dans la hiérarchie du vivant : ce sont des animaux vertébrés à sang chaud qui appartiennent à la classe des “dinosaures aviens”. La taille des oiseaux que l’on retrouve à travers le monde varient de 5 cm pour le colibri abeille à 2,75 m pour l’autruche. Ce sont des dinosaures théropodes à plumes qui constituent le seul groupe vivant apparenté aux dinosaures.

Elle a poursuivi par une présentation des oiseaux migrateurs, ces espèces qui parcourent des milliers de kilomètres pour changer de région. On estime à 30 milliards le nombre d’oiseaux qui migrent dans le monde chaque année, dont 5 milliards entre l’Europe et l’Afrique.

En raison de sa situation géographique, à mi-chemin entre l’hémisphère nord et l’hémisphère sud, la Turquie est une escale pour ces oiseaux qui parcourent de très longues distances. Ils s’y reposent, se nourrissent et même parfois y font leur nid pour élever leur progéniture avant de reprendre la route. Les oiseaux remontent vers le Nord au printemps et redescendent vers le Sud à l’automne.   

On peut prendre l’exemple de la cigogne Yaren, largement rapportée dans la presse. Depuis 10 ans, elle passe la saison migratoire en Turquie, se poste sur la barque d’un pêcheur et se nourrit du poisson qu’il lui donne. Nos élèves ont été subjugué(e)s par l’histoire de cette cigogne. 

Les espaces boisés aux abords d’Istanbul constituent un espace incontournable pour les oiseaux migrateurs. Il est donc crucial de protéger ces espaces et de ne pas les polluer. Il est nécessaire de maîtriser la population de chiens et de chats qui s’y trouvent afin d’assurer un environnement sécurisé aux oiseaux de passage. 

Ces dernières années, la réduction des étendues d’eau sous l’effet du réchauffement climatique et la destruction des espaces forestiers ont eu un impact direct sur la migration.

Mais en quoi consiste exactement l’observation des oiseaux ?

Lancée à l’origine pour des soucis esthétiques, cette pratique s’est répandue en Europe sous le nom d’ “Ornithologie” (Science des oiseaux) et s’est progressivement professionnalisée. L’observation des oiseaux participe à la connaissance des espèces en voie de disparition et au suivi des effets du changement climatique.  

En Turquie, près de 30 ONG comme l’IKGT (Société d’observation des oiseaux d’Istanbul), Trakuş ou l’association Doğa ont développé cette pratique. Elles ont considérablement contribué à sensibiliser les citoyen(ne)s sur ces questions.  

Nos élèves étaient avides d’apprendre comment faire des observations dans les villes afin de contribuer eux aussi à ce champ d’études. Mme Sinem leur a conseillé divers livres à propos des oiseaux et les a encouragé(e)s à faire des observations dès qu’ils le pouvaient : depuis leurs balcons, dans les parcs et jardins autour de chez eux, dans les bois, en prenant des photos, à l’œil nu ou encore avec des jumelles. Cependant, elle a également rappelé qu’il existe des règles éthiques auxquelles les observateurs doivent se soumettre :

. Respecter l’intimité des oiseaux.

. Éviter tout comportement qui stresserait les oiseaux et perturberait l’équilibre naturel.

. Évitez les endroits sensibles tels que les colonies de reproduction et les lieux de nuitées collectives.

. Si un observateur trouve des zones de reproduction d’oiseaux rares et menacés, il ne doit pas divulguer cette information, mais attester de leur présence au sein d’un rapport et prendre des mesures de protection.

. Dans la mesure du possible, ne pas s’éloigner des routes et des chemins afin de ne pas nuire au cycle de vie naturel.

Elle a donné des exemples pour illustrer les conséquences qui pourraient découler d’un non-respect de ces règles : elle a récemment observé que la fréquence de passage près d’un groupe de cigognes les rendait anxieuses, stressées et les empêchait de dormir.

À travers cette activité, nos élèves ont beaucoup appris sur les oiseaux migrateurs, leurs périodes de migration, la position internationale reconnue de notre pays dans ce domaine, et ont réalisé l’importance de l’observation dans la connaissance des oiseaux, pour protéger certaines espèces et pouvoir les dénombrer.

Cela leur a permis de voir à quel point il est vital de protéger les arbres, l’eau, la terre, donc la nature, non seulement pour nous les humains, mais aussi pour TOUS LES VIVANTS.