TÜRK MÜDÜR BAŞYARDIMCIMIZ AYLA AĞIRBAŞ İLE “EMPATİ” ÜZERİNE

 Bu röportaj 9-D sınıfından öğrencimiz D. Ergenoğlu  tarafından yapılmıştır.

D. ERGENOĞLU: Öncelikle katılımınız için çok teşekkür ederiz. İlk olarak, empati kelimesinin sizin için ne ifade ettiğini sormak istiyorum?

AYLA AĞIRBAŞ: Empati; kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyması ve olaylara da onun bakış açısıyla bakabilmesidir, diye düşünüyorum.

D. ERGENOĞLU:Bir öğretmen olarak empatinin, eğitim sürecinde nasıl bir yeri olduğunu düşünüyorsunuz?

AYLA AĞIRBAŞ: Çok önemli bir yeri var. Tabii ki öğretmen-öğrenci ilişkisinin iyi olması açısından çok önemli. Eğer bir öğretmen empati kurma yeteneğine sahipse onun sağlayacağı sınıf ortamı daha destekleyici bir ortam oluyor ve zaten Lasalyen okulları da biliyorsunuz öğrenci merkezli. Hakikaten empati kurabiliyorsa bir öğretmen; destekleyici, öğrenci merkezli bir eğitim-öğretim ortamı daha kolay sağlanır. Ayrıca öğrenci açısından baktığımız zaman; öğrenci de böyle bir öğretmene sahip olduğu zaman, öğretmenin kendisini anladığını bilir ve öğretmenine güvenebileceğini hisseder. Bu da aralarında güzel bir ilişki, bir bağ oluşmasını sağlar. Öğrenci kabul gördüğünü hisseder, bu da öğrencinin olumlu bir tutumu olmasını ve öğrenme isteğinin artmasını  sağlar. Empati kurulabilen bir ortam sağlanamadığında duygular ihmal edilmiş olur. Bazen, kasıtlı olarak olmasa da, daha çok bütün sınıfa ve belli bir konuya yoğunlaşılabiliyor. Bu durumda, bazı öğrencilerin motivasyonu kaybolabilir. 

D. ERGENOĞLU:: Sizi empati konusunda etkileyen bir kitap ya da bir film ismi söyleyebilir misiniz? 

AYLA AĞIRBAŞ: Aslında hem kitabını okumuştum hem de filmini izlemiştim. Eski bir film, “Ölü Ozanlar Derneği” geldi aklıma ilk. Bir de film olarak “Koro” var, onu da çok severek izlemiştim, bir Fransız filmiydi. 

D. ERGENOĞLU:Son olarak biz öğrencilerinize empati kurmanın önemiyle ilgili söylemek istediğiniz bir şey var mı? 

AYLA AĞIRBAŞ: Empati karşılıklı bir süreç, öğrenci de öğretmen de empati kurabiliyorsa çok ideal bir durum sağlanmış oluyor. Öğretmen-öğrenci ilişkisinde koşulsuz kabul, koşulsuz saygı, içtenlik ve empatik anlayış olduğunda öğrenci de öğretmen de okulda daha kaliteli bir zaman geçirebiliyor. Yani karşılıklı tabii, zaten empatinin kendisi de böyle bir şey. Sınıfta bakışlardan hissedersiniz ya, çocuk anlar ve bazen arkadaşını uyarır. Sizin ruh halinizi hisseder, halinizi sorar. İki taraflı olduğunda çok güzel oluyor. 

 D. ERGENOĞLU: Bize vaktinizi ayırdığınız, blogumuza destek olduğunuz ve röportajımıza katıldığınız için size çok teşekkür ediyorum.